Bazı insanlar vardır, onların hikayesi bir kişinin değil, bir memleketin kaderini taşır. Alim Koca’nın hikayesi de böyle bir hikaye. Kayseri Bünyan T Tipi Kapalı Cezaevi’nden yazdığı o mektup, sadece kağıttan değil, yürekten süzülen kelimelerle doluydu. Her cümlesi Osmaniye’ye olan sevdasını, vatanına olan bağlılığını ve adalete duyduğu sonsuz inancı haykırıyordu.

Bu mektubu okurken bir şey çok netti: Alim Koca yalnızca bir mahkum değil, bir dava insanı. O mektup, sabırla yoğrulmuş bir vicdanın, haklı bir mücadelenin ve tertemiz bir sevdanın izlerini taşıyordu. Osmaniye halkına seslenirken kullandığı kelimeler, bir liderin değil, bir kardeşin, bir evladın içtenliğiydi. Her satırında umut vardı, her kelimesinde adalete olan inanç gizliydi.

“Osmaniye benim yüreğimde hep ayrı bir yerdedir.”
Bu cümleleri yazarken hissettiği özlemi, çaresizliği ama bir o kadar da güçlü dirayetini hissetmemek mümkün mü? Alim Koca’nın Osmaniye’ye olan sevgisi, sadece kelimelerle değil, tüm hayatıyla kendini göstermiştir. Bu memleket için çalışan, halkı için didinen bir insanın bugün bu durumda olması hepimiz için bir imtihan değil midir?

Masumiyetine olan inancımı burada, tüm samimiyetimle ifade ediyorum. Çünkü onun vicdanını, dürüstlüğünü bilen herkes, bu durumun adaletin gerçek terazisiyle tartılmadığını fark eder. Alim Koca, bu zorlu süreçte bile halkına umut aşılamaktan vazgeçmedi. Cezaevi duvarları ardında bile kalemiyle, sevgisiyle, inancıyla Osmaniye’ye seslendi:
“Birlikte başaracağız. Allah sabredenlerle beraberdir.”

Bu sözler bir çağrı değil de nedir? Birlik olmaya, kenetlenmeye, umutla zorlukların üzerine yürümeye bir davet değil de ne? Alim Koca, Osmaniye halkını bir arada tutan o güçlü bağın simgesi haline gelmiştir. Onun sesi, sadece bir mahkumun sesi değil, haklı bir mücadelenin çığlığıdır.

Şimdi bizlere düşen, bu sese kulak vermek, adalete olan inancımızı diri tutmak ve onun masumiyetinin arkasında dimdik durmaktır. Çünkü biliyoruz ki hakikat er ya da geç gün yüzüne çıkacak, adalet yerini bulacaktır.

Osmaniye’nin yiğit insanları, bir evladınız, bir kardeşiniz, bir dostunuz olan Alim Koca yalnız değil. Onun mektubundaki sevgi ve inanç dolu sözler, bizlere daha güçlü bir Osmaniye için umut aşılıyor.

Bu satırları yazarken içimden geçen tek dua, onun bu zorlu süreci geride bırakıp yeniden Osmaniye’nin sokaklarında halkıyla buluştuğunu görebilmektir. Onun masumiyetine inancım, adaletin gün yüzüne çıkacağına olan umudum kadar güçlü.

Dualarımız seninle Alim Koca. Bu zorluklar geçecek, Osmaniye seni bekliyor…