İstanbul’un Karmakarışık Efsanesi

Girenin çıkanın belli olmadığı, kimin ne yaptığı anlaşılmayan yerler için kullandığımız “Dingo’nun Ahırı” deyimi nereden geliyor? Bu deyimin arkasında, 19. yüzyıl İstanbul’unda geçen gerçek bir hikâye yatıyor.

Genç Kitap Kafe Öğrencilerin Yeni Gözdesi Oldu Genç Kitap Kafe Öğrencilerin Yeni Gözdesi Oldu

İstanbul’da deyimlerin de bir geçmişi, bir yaşanmışlığı var. “Dingo’nun Ahırı” deyimi de onlardan biri. Bugün özellikle devlet daireleri, düzensiz toplantılar ya da kargaşanın hâkim olduğu yerler için kullanılan bu tabirin kökeni, Taksim civarındaki eski bir ahıra dayanıyor.

Dingo Kimdi?

Dingo, Osmanlı döneminde İstanbul’da yaşayan bir Rum vatandaştı. Asıl işi ise Taksim’de bulunan bir ahırı işletmekti. Bu ahır, o dönemin gözde ulaşım araçlarından olan atlı tramvaylara hizmet veriyordu. Bilhassa Azapkapı’dan yukarı çıkan dik yokuşlarda, tramvaylara takviye atlar eklenirdi. Yorulan atlar da Dingo’nun işlettiği bu ahırda dinlenirdi.

Kaosun Başladığı Yer: Taksim'deki Ahır

Ne var ki, Dingo’nun bu işi pek de disiplinli yaptığı söylenemezdi. Kayıt düzeni hak getire, giren çıkan belli değil... Dingo'nun içkiye olan düşkünlüğü nedeniyle sık sık ahırdan uzaklaştığı, denetimsizliğin arttığı, atların ve çalışanların başına buyruk bir düzen kurduğu söylenir. Yani tam bir kaos ortamı.

İşte bu nedenle halk arasında burası “girenin çıkanın belli olmadığı” bir yer olarak anılmaya başlandı. Zamanla bu tanım genelleştirildi ve “Dingo’nun Ahırı” deyimi Türkçeye kazındı.

Dünya Dillerinde Benzerleri Var mı?

Her ne kadar “Dingo’nun Ahırı” deyimi Türkçeye has olsa da, başka kültürlerde de benzer anlamları taşıyan deyimler var. İngilizler buna “Three-Ring Circus” (Üç halkalı sirk) derken, Almanlar “Ein Tollhaus” (Deli evi), Fransızlar ise “Un Manège” (Dönen karışık yer) deyimini kullanıyor. Hepsinin ortak noktası belli: düzensizlik, kaos ve keşmekeş.

Bugün Hâlâ Yaşıyor

Zaman değişti, atlı tramvaylar tarih oldu, Dingo çoktan bu dünyadan göçtü ama deyimi yaşıyor. Hâlâ toplantılarda, meclis tartışmalarında, okul koridorlarında, hatta bazen sosyal medyada bu deyimi duyuyoruz: Burası Dingo’nun Ahırı mı kardeşim?!

Tarihin içinden günümüze ulaşan bu deyim, bize bir kez daha gösteriyor ki, dil sadece konuşmak için değil; yaşanmışlığı, kültürü ve hafızayı taşımak için var.

Kaynak: İstanbul Ulaşım Tarihi