Osmaniye’nin kültürel mirası sayılabilecek geleneksel el sanatları arasında yer alan tahta kaşık yapımı, teknolojinin ve seri üretimin baskısına rağmen, halen ayakta kalmaya çalışan değerli zanaatlardan biri. Kadirli başta olmak üzere Osmaniye’nin birçok köyünde yaşayan usta eller, geçmişin izlerini bugüne taşıyor.
YONTULAN HER KAŞIK, BİR HATIRA
Kadirli ilçesinde yaşayan 74 yaşındaki Cemal Bebek, bu işin yaşayan hafızalarından biri. Onun atölyesi sade bir marangozhane değil; aynı zamanda bir müze, bir zaman makinesi gibi. Yıllardır kendi yaptığı kaşıkları pazarda satarak geçimini sağlayan Cemal usta, “Eskiden herkesin evinde tahta kaşık olurdu, şimdi ancak nostalji sevenler alıyor,” diyerek değişen zamana dikkat çekiyor.
USTA BABADAN, MESLEK NESİLDEN
Osmaniye’de tahta kaşık yapımının sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir aile geleneği olduğunu gösteren bir başka örnek, Türkmenoğlu ailesi. Ahmet Türkmenoğlu, Kızyusuflu köyünde hem bağlama hem kaşık yapan bir ahşap ustası olarak tanınıyor. Gelenek, aile içinde yaşatılıyor. Onun ardından gelen yeni kuşak, evin bahçesindeki küçük atölyede kaşık üretimini sürdürüyor. Ağaç oyma sanatına çocuk yaşta dokunmuş bu isimler, el emeği ürünleriyle hem kültürü hem de emeği yaşatıyor.
KARATEPE’DE HER AİLENİN BİR USTASI VAR
Karatepe ve çevresindeki köylerde ise tahta kaşık yapımı, adeta bir köy kültürü olarak sürdürülüyor. Büyükler, gençlere bu işi öğretmeye çalışıyor. “Evde ne kaşık eksik kalır, ne de iş” diyen yaşlı köylüler, gündelik hayatın bir parçası olan bu zanaatı sürdürülebilir kılmaya çalışıyor.
KULLANILAN AĞAÇLAR: DOĞANIN KENDİSİNDEN SOFRAYA
Zanaatin en önemli yapıtaşı ise elbette ağaç. Ustalar, genellikle şimşir ağacını tercih ediyor. Şimşirin sağlamlığı ve bakteri üretmeyen yapısıyla mutfakta kullanıma uygun olduğu belirtiliyor. Ayrıca sandal, zeytin ve kayın ağaçları da tercih edilen malzemeler arasında. Her ağaç farklı bir sertlik, doku ve ruh taşıyor.
GELENEK ZORDA AMA UMUT VAR
Günümüzde birçok zanaat gibi tahta kaşık yapımı da genç kuşakların büyükşehirlere göç etmesi, modern mutfak araçlarının çoğalması ve zanaate verilen önemin azalmasıyla birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ancak hâlâ mücadele eden ustalar, yaptıkları ürünlerin gerek işlevselliği gerekse estetik yönüyle dikkat çektiğini ve ilgi gördüğünü söylüyor.
Cemal usta bu konuda net: “Biz işimizi bırakmayız. İsteyen olmasa bile biz yaparız, çünkü bu sadece geçim değil, bir sevda işidir.”
YEREL DESTEK ŞART
Uzmanlar, yerel yönetimlerin, kültür müdürlüklerinin ve turizm faaliyetlerinin bu gibi geleneksel el sanatlarını desteklemesi gerektiğini belirtiyor. Osmaniye gibi tarih ve kültürle iç içe şehirlerde bu değerlerin yaşatılması sadece geçmişe değil, geleceğe de sahip çıkmak anlamına geliyor.