Küresel ölçekte özellikle gelişen teknolojik ilerleme sonucunda dünya her geçen gün küçülmektedir. Dünyanın hemen her yerinde müzikle yapılan bir yolculukta insanların benzer duyguları ifade ederken ortak bir dil olan müziği kullandığını görmek mümkündür. Mesela Leyla ile Mecnun aşkının dillere destan olduğu malumdur. Ancak bu hikayede aşık olunan şeyin aslında insanın içine doğru olan yolculuğu olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Mesela Arapça’da Leyla “leyl” den gelmektedir. Yani aslında geceden bahsedilmektedir. Ortadoğu coğrafyasında gecenin kıymetini bilmek için gündüzün sıcağını yaşamak gereklidir. Dolayısıyla Leyla için şarkı yazılması kadar normal bir durum yoktur aslında…

Arapça’da oryantalist müziğin çalgılarıyla bezenmiş bir şarkı olan Leyla’yı Nurettin Rençber’den dinlemek belki de güzel ve keyifli olacaktır. Şarkı aslında bilindik bir hikayeyi Leyla ile Mecnun’u anlatmaktadır…

Sen Leyla'ydın bende Mecnun /Çöller içinde/ Sen alevdin bende rüzgar

Küller içinde/ Gel de bir gör şu halimi /Kullar içinde

Yeşermez bahçem/Kapanmaz yaram zaman içinde / Ağlama yar

Leyla’nın peşinde müzik dünyasını keşfederken dünyanın başka bir yerinden bu kez biraz harfleri değişmiş olsa da yine yolunuz Leyla’ya çıkabiliyor.     Eric Clapton’ın en çok bilinen şarkılarından biri; Layla ile karşılaşabiliyorsunuz sanal dünyanın koridorlarında…   İlk kaydı ve orijinal yorumu, 1970’te Derek and the Dominos adlı grubuyla çıkardığı Layla and Other Assorted Love Songs albümünde yer alan şarkıyı  Clapton,  o zamanlar aşık olduğu arkadaşının eşi Pattie Boyd için yazmış ve Leyla ile Mecnun hikâyesinden esinlenmiştir. 1992 yılında yaptığı ve altı Grammy ödülü kazanan Unplugged albümünde, Layla’nın daha yavaş çalınmış, mükemmel akustik versiyonuna rastlayabilirsiniz.

Müziği, Derek and the Dominos grubunun davulcusu Jim Gordon'a, sözleri Clapton'a ait şarkı; “Layla, dizlerimin üstüne çöktüm…  Layla, yalvarıyorum, …..”  diyor.  Tanıdık bir aşk olan Mecnun’un Leyla’ya seslenişi gibi.

Aşk insana bir geldi mi böyle çöllere sürüklüyor demek ki.

Mecnun’u çöllere götüren aşk değil miydi hikayede…

Leyla ile Mecnun’un,  -görünürde kavuşamadıkları temasına dayanan hikayeleri, tarihte birçok kişi tarafından işlenmiş - Fuzulî, 1535 Mecnun’un, - Mesnevi türünde kaleme almıştır. Bu mesnevide Fuzuli, dünyevi aşkı bir basamak olarak değerlendirip onun üzerinden,  maddeden ayrılıp tamamen ruha ait olan ilahi aşkı anlatır.

Birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuş bu hikayede “Leyla”;  gönül yolculuklarında varılması gereken bir son değil, sonsuzluğun başlangıcına kapı aralayan bir olgudur aslında...  

Hikayenin sonunda ...... Mecnun çöldedir ve aşkın bin bir türlü cefasıyla yoğrulmaktadır,  Birgün Leyla çölde O’nu bulur ama Mecnun O’nu tanımaz ve  “Leyla benim içimdedir,  sen kimsin?” der. .... 

  Mecnun sevdiğini kendinden dışarıda aramamaktadır artık ve bu noktadan sonra seven ve sevilen diye iki farklı kişiden bahsetmek te yanlıştır; Çünkü ruhlar ilahi aşka ulaşmışlardır.

    Mecnun’un ulaştığı yeri,  Mazhar - Fuat – Özkan,  Buselik Makamı’nda anlatıyor;

Leyla’dan geçme faslındayım...... Mevla’yı bulma yollarında...

Leyla ile Mecnun’un aşkı Anadolu’da türkülerimize de sıklıkla konu olmuştur. Özellikle “Leyla”  aşık olunan her şeyin simgesel ismidir birçok şarkıda ve türküde...

Bozkırın Tezenesi ismiyle anılan Neşet Ertaş’ın Yazımı kışa çevirdin /Karlar yağdı başa Leyla'm... Viran oldu evim yurdum /Ne söylesem boşa Leyla'm... Her an gözümde perdesin/ Nere baksam sen ordasın... Mevlâ'm ayrılık vermesin /Göğde uçan kuşa Leyla'm... türküsünde aşkın insanı nasıl etkilediğini sadece sözlerini bile okuyarak ulaşmak mümkündür.

Arabesk dünyasında da Leyla’yı bulmak mümkün… Ferdi Tayfur’un 2 Mayıs 1983’te Odebs Plak firmasından çıkardığı Sen de mi Leyla isimli şarkısında ise Leyla’nın aşığını yüzüstü bırakıp gitmesiyle yaşanılan acı dile getirilmiştir.  

Aşk acısının dünyanın çeşitli yerlerinde sanatçılara ilham olduğunu incelediğimiz bugünkü yazımızın konusu aslında Leyla ve Mecnun aşkının insanın içine doğru giden yolculuğunun simgesi olmasıdır. Şarkılarda türkülerde Leyla olarak isimlendirilen insanın ulaşılmaza olan yoğun duygusal iniş çıkışı ve hezeyanıdır belki de... 2024’te sizin Leylanız var mıydı? 2025 için bir Leylanız olur mu?

Zamana bırakmak belki de en doğru olanı..