Türkiye, siber saldırılar ve dijital tehditlere karşı tarihinin en kapsamlı adımlarından birini attı. TBMM Genel Kurulu'nda 12 Mart tarihinde kabul edilen Siber Güvenlik Kanunu, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yerli ve Millî Ürünlere Öncelik

Yeni kanunla birlikte kamu kurumları ve kritik sektörlerde yerli teknolojilerin kullanımı zorunlu hale getirildi. Böylece Türkiye’nin dijital bağımsızlığını artırmak ve dışa bağımlılığı azaltmak amaçlanıyor. Yerli firmalara öncelik verilmesiyle birlikte siber güvenlik alanında faaliyet gösteren şirketlerin pazar payının ve rekabet gücünün artması bekleniyor. Bu adım, AR-GE yatırımlarını ve inovasyonu destekleyerek nitelikli insan kaynağını da geliştirecek. Uzmanlar, uzun vadede Türkiye’nin küresel siber güvenlik pazarında güçlü yerli markalar yaratabileceğine dikkat çekiyor.

Kişisel Verilerin Korunmasında Yeni Düzenleme

Kanun, kişisel verilerin korunmasına yönelik önemli hükümler içeriyor. Siber güvenlik faaliyetleri sırasında elde edilen kişisel veriler ve ticari sırlar, amaçları tamamlandıktan sonra resen silinecek, yok edilecek veya anonim hale getirilecek. Bu düzenleme, mevcut Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile de uyum sağlıyor. Veri imhası ve anonimleştirilmesiyle ilgili ayrıntılar ise Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenecek. Bu adımların bireylerin mahremiyetini koruyarak vatandaşların dijital güvenliğini artırması bekleniyor.

Siber Güvenlik Kurulu Kuruldu

Yeni yasa kapsamında Siber Güvenlik Kurulu hayata geçirildi. Kurulun başkanlığını Cumhurbaşkanı üstlenecek; üyeleri ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve ilgili bakanlar ile üst düzey devlet yetkililerinden oluşacak. Bu yapı, siber güvenliğin devlet politikası olarak ele alındığını gösteriyor. Kurul, ulusal siber güvenlik stratejisini belirleyerek kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak, acil durumlarda hızlı karar alma mekanizması görevi görecek. Ayrıca, gerektiğinde teknik komisyonlar ve çalışma grupları oluşturularak derinlemesine analiz yapılabilecek.

Ulusal Siber Savunma Kalkanı Güçleniyor

Kanun, Türkiye'nin siber tehditlere karşı ulusal kapasitesini artırarak kritik altyapıların korunmasını, siber olaylara müdahale ekiplerinin (SOME) güçlendirilmesini ve siber dayanıklılığın artırılmasını hedefliyor. Yeni düzenlemeyle siber saldırılara karşı caydırıcılık da artacak. Siber altyapılara saldırıda bulunanlara 8 yıldan 12 yıla, elde ettikleri verileri yayan veya satanlara ise 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.

Uluslararası Rekabette Avantaj Sağlayabilir

Uzmanlar, yeni kanunun Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artırabileceğini belirtiyor. Yerli teknolojilerin desteklenmesiyle birlikte Türkiye, küresel pazarlara yenilikçi siber güvenlik çözümleri ihraç eden bir ülke haline gelebilir. Özellikle savunma sanayisindeki tecrübelerle birleştiğinde, yerli siber güvenlik ürünleri bölge ülkeleri ve müttefiklere ihraç edilerek ekonomik ve stratejik avantaj sağlanabilir. Güçlü bir dijital altyapı sayesinde Türkiye, yabancı yatırımcılar için güvenilir bir dijital ekosistem oluşturacak.

Türkiye, Paris’te Yapay Zekâ Zirvesinde Öne Çıktı! Türkiye, Paris’te Yapay Zekâ Zirvesinde Öne Çıktı!

Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

Kanunun geniş yetkileri bazı çevrelerde ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim konularında istismar riski endişelerini de beraberinde getiriyor. Özellikle "gerçeğe aykırı bilgi yayma" suçuna ilişkin cezaların şeffaf ve ölçülü uygulanması gerektiği vurgulanıyor.

Sonuç olarak, Siber Güvenlik Kanunu, Türkiye’nin dijital güvenliğini artırmak adına tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor. Uygulamanın başarısı ise güçlü siyasi irade ve tüm paydaşların etkin iş birliğine bağlı olacak.

Kaynak: Resmi Gazete / Haber Merkezi