Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Osmaniye İl Başkanı Adem Yücel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, kadın emeğinin sömürülmesine ve kadına yönelik şiddetin artarak devam etmesine dikkat çekti. Yücel, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini selamlayarak, Türkiye’deki toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve kadınların karşılaştığı sorunlara dair çarpıcı veriler paylaştı.
Kadınların İşgücüne Katılımı Dünya Ortalamasının Altında
Yücel, Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranının %35 ile dünya ortalamasının oldukça altında kaldığını belirterek, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiğini vurguladı. Kadınların yönetici pozisyonlarında %20, parlamentoda ise sadece %17 oranında temsil edildiğini ifade eden Yücel, “Eğitim seviyesi yükseldikçe kadınların aleyhine gelişen ücret farkı daha da derinleşiyor. Cinsiyetçi işbölümü nedeniyle ev içi sorumluluklarla yüklenen kadınlar, işgücü ve yönetimde sınırlı yer bulabiliyor. Kadınlar, erkeklere kıyasla daha düşük ücretlerle çalışıyor ve işyerlerinde mobbing ile tacize maruz kalıyor” dedi.
Kadınlar Yönetim Kademelerinde Yok Denecek Kadar Az
Kamu ve özel sektörde kadınların terfi süreçlerinde erkek meslektaşlarına kıyasla daha fazla engelle karşılaştığını belirten Yücel, yönetim kademelerinde kadın temsilinin yok denecek kadar az olduğunu söyledi. OECD verilerine göre, Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenlerin %56’sı kadın olmasına rağmen, okul müdürü kadınların oranının sadece %7 olduğunu aktaran Yücel, Sağlık Bakanlığı’nda da benzer bir tablonun olduğunu, başhekimlerin %88.9’unun erkeklerden oluştuğunu kaydetti.
Atatürk’ün Kadın Devrimi Geriye Gidiyor
Mustafa Kemal Atatürk’ün kadın haklarını bir lütuf değil, toplumun ilerlemesi için bir gereklilik olarak gördüğünü hatırlatan Yücel, “Ancak bugün gelinen noktada, Atatürk’ün kadın devrimi ile verilen haklar büyük bir gerileme sürecine sokulmuştur. Kadınlar eğitimde, istihdamda ve karar alma mekanizmalarında arka plana itilmiştir” ifadelerini kullandı. Yücel, kadınları kamusal alandan uzaklaştırmaya yönelik politikaların Cumhuriyet’in aydınlanmacı anlayışına aykırı olduğunu vurguladı.
Kadın Cinayetleri ve Şiddet Toplumsal Kriz Haline Geldi
Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin artık bir toplumsal kriz haline geldiğine dikkat çeken Yücel, 2024 yılında 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiğini belirtti. Mevcut yasaların yeterli caydırıcılığı sağlamadığını, cezasızlık politikalarının katilleri cesaretlendirdiğini ifade eden Yücel, “Devlet, kadınları koruyamamakta, faillerin ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ indirimleriyle cezasız kalmasına göz yummaktadır” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nden Çıkılması Kadınların Yaşam Hakkını Hedef Aldı
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla birlikte kadınların yaşam hakkının doğrudan hedef alındığını belirten Yücel, “Kadına yönelik şiddeti önlemek için somut ve caydırıcı politikalar hayata geçirilmediği sürece bu vahşetin önüne geçmek mümkün olmayacaktır” uyarısında bulundu.
Eşit İşe Eşit Ücret ve İstanbul Sözleşmesi’ne Dönüş
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, kadınlara yönelik ayrımcılığın sona ermesi ve şiddetle etkin mücadele için yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini savunduklarını belirten Yücel, “İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönülmesini, 6284 sayılı yasanın eksiksiz uygulanmasını ve ILO 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanmasını talep ediyoruz” dedi. Yücel, kadınların işgücüne katılımını artırmak için kreş desteği, esnek çalışma saatleri ve güvenceli iş koşulları gibi düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.
“Kadın Emeğinin Sömürülmediği Bir Türkiye Mümkün!”
Yücel, açıklamasını şu sözlerle tamamladı, “Kadın emeğinin sömürülmediği, kadınların eşit ve özgür bireyler olarak toplumsal yaşamda hak ettiği yeri aldığı, şiddetin son bulduğu bir Türkiye mümkün! Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü! Yaşasın kadın mücadelesi!”