Merhaba sevgili okurlar! Ben bir güzellik uzmanıyım ve yıllardır insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine ufak dokunuşlarla eşlik ediyorum. Bugün size sık sık duyduğum bir sorudan yola çıkarak bir şeyler karalamak istedim: “Güzellik merkezleri gerçekten gerekli mi, yoksa bu tamamen bir lüks mü?” Hadi, samimi bir şekilde masaya yatıralım bu konuyu.
Öncelikle şunu söyleyeyim: Güzellik merkezi denince aklınıza sadece manikürlü tırnaklar, ışıl ışıl ciltler ya da Instagram’a layık kaşlar gelmesin. Elbette bunlar da işin bir parçası, ama mesele sadece dış görünüş değil. Burası, kendinize ayırdığınız bir zaman dilimi, bir nefes alma molası. Günümüzün koşturmacasında, sabah uyanıp işe yetişmeye çalışırken aynada kendinize gülümsemeyi unuttuğunuz oluyor mu? İşte tam da bu yüzden, o kapıdan içeri adım atmak bazen bir ihtiyaç haline geliyor.
Bir müşterim vardı, adı Ayşe olsun. Yoğun iş temposundan dolayı kendine vakit ayıramıyordu. Bir gün cilt bakımı için geldiğinde, “Ben buraya sadece yüzüm temizlensin diye gelmedim, biraz kendimi hatırlamak istedim,” demişti. O seansta yüzünü temizlerken bir yandan da dertleştik; iş stresinden, uykusuz gecelerden konuştuk. Ayrılırken “Kendimi yeniden insan gibi hissettim,” dedi. İşte bu, benim için güzellik merkezlerinin varlık sebebini özetliyor: Kendini iyi hissetmek.
Tabii, “Hepsini evde de yaparım, ne gerek var ki?” diyenleriniz olabilir. Haklısınız, evde maske yapmak, tırnaklara oje sürmek mümkün. Ama bir uzmanın eline kendini bırakmak, o profesyonel dokunuşu hissetmek başka bir şey. Misal, cildinizde neyin eksik olduğunu anlamak için aynaya bakmanız yetmez bazen; bir uzmanın analizi, doğru ürünler, belki de yıllardır yanlış bildiğiniz bir alışkanlığı düzeltmesi gerekir. Hem kabul edelim, evde o spa havasını yaratmak her zaman o kadar kolay olmuyor, değil mi?
Şimdi diyeceksiniz ki, “Ama fiyatlar uçmuş, bu kadar masrafa değer mi?” Evet, bütçe meselesi önemli. Herkesin imkânı aynı değil, bunu anlıyorum. Ancak şunu da unutmayın: Güzellik merkezleri artık her kesime hitap eden seçenekler sunuyor. İlle de pahalı paketler almak zorunda değilsiniz; bazen bir saatlik basit bir bakım bile sizi yenileyebilir. Kendinize yaptığınız bu küçük yatırım, ruhunuza da yansıyor.
Sonuç olarak, bence güzellik merkezleri bir lüks değil, modern hayatın getirdiği bir ihtiyaç. Orası, aynaya baktığınızda kendinizi yeniden sevmenizi sağlayan, koşuşturmacadan sıyrılıp “Ben de varım” dediğiniz bir sığınak. Eğer siz de uzun zamandır kendinize vakit ayırmadıysanız, bir gün cesaret edip o kapıdan içeri girin. Belki de aynadaki yansımanız size teşekkür eder, ne dersiniz?
Sevgiler,